Cilt yaşlanmaya bağlı değişimleri en belirgin olarak gösteren kompleks ve dinamik bir organdır. Cildimizin yaşlanması doğum ile beraber başlar ve 20 yaşından itibaren cildimizde yaşlanmaya ait belirtiler ortaya çıkar.
İlk olarak, yüzümüzün nelerden oluştuğuna bir göz atalım. Temel olarak yüzümüz; cilt, cilt altı yüzeyi ve derin yağ pedleri, ligamentler, kas ve kemikten oluşur ve yaşlandıkça bu alanların hepsinde hacim kaybederiz ve bu da yaşlanmanın kaçınılmaz görünür belirtilerini ortaya çıkarır. Hacim kaybı yerçekimi ile birleştiğinde yaşlanmanın tipik görünümü ortaya çıkar. VE deri; altındaki tüm yaşlanmaya ait değişiklikleri bir kumaş gibi yansıtır.
Cilt Dokusunun Kırışması ve Sarkması
Cildimizde ise 20’li yaşlardan itibaren kolajen-elastin üretimi azalır ve yıkım hızı artmaya başlar ve biz her yıl kollajen ve elastinimizin %1,5’unu kaybederiz. Bu kaybı 20’li-30’lu yaşların başında pek fark etmeyebiliriz, 30’lu yaşların ikinci yarısından sonra artık fark etmeye başlarız. Kollajen sentezini artıracak uygulamalar yapılmazsa 70 yaşına kadar kollajen- elastin liflerinde % 80 oranında bir azalma olur. Kolajen kaybı yaşlanma sürecinde önemli bir faktördür. Kolajen kaybına ayrıca cildin elastikiyetini sağlayan (elastin) ve nemini sağlayan (hyalüronik asit) kaybıda eklenince cilt: daha kuru, daha az esnek, daha ince hale gelir ve cilt kırışıklığı ya da sarkma olasılığı daha da yükselir.
Yüz Kaslarındaki Değişimler
Bu faktör yüz yaşlanması sürecini büyük ölçüde etkiler. Yüz kasları tonusunu kaybettiğinde, yaşlanma belirtileri daha belirgin hale gelir. Yüzümüzdeki ve boynumuzdaki cildimiz doğrudan kaslara bağlıdır. Yıllar geçtikçe kas tonusu yavaş yavaş azalır ve tüm yüz sarkmaya başlar. Kas tonusunu zamanla kaybetmesinin yanı sıra, yüz ifadesi için yüz kaslarının sürekli kullanımı cildimizin yüzeyinde daha derin çizgilerin oluşmasına neden olur.
Yağ Dokusunun Azalması
Özellikle şakaklarda, alında ve elmacık kemiklerinin üzerinde yağ dokusu azalmaya başlar. Yüzümüzü yukarı tutan derin yağ pedlerimiz küçülür, yüzeyel yağ pedlerimiz ise yerçekimi etkisiyle hareket eder ve alt yüz bölgemizde jawline hattının orta kısmında birikerek yaşlanmanın başlangıcını daha da görünür hale getirir. Zayıfladıkça yüzümüzdeki sarkmaların nedeni, kilo verme sürecinde yüzümüzdeki yağ pedlerinde küçülmesidir.
Kemik Dokusundaki Değişimler
35 yaşın üzerinde kemik yapısında değişikler oluşmaya başlar, göz altı oyuklarına, düzleşmiş yanaklara ve çene kemiğinin geriye çekilmesine yol açar. Bütün bu değişiklikler cildimize giderek azalan kemik desteğine neden olur. Dokularımız altta yatan kemikleri için çok büyük hale gelir ve kırışıklıklar ve kıvrımlar daha da belirginleşir. Kemik desteği azalan cildimiz yerçekiminin etkisiyle ve kollajen liflerin azalmasıyla alt yüz bölgesinde belirginleşmeye başlar ve zamanla yüzlerimiz bir bebeğin yüzünün oranlarına benzemeye başlar. Bebeklerin yanakları ve çeneleri sarkık olmasının nedenini hiç merak ettiniz mi? Bunun nedeni, yüz kemiklerine göre çok fazla cilt ve yağ dokusuna sahip olmalarıdır. Kemik desteği azaldıkça ilerleyen yaşlarda aynı durum ortaya çıkar. Çocuklarda, kemik yapısı giderek gelişir ve oranlar 20’li yaşlarda optimal olur. Ama maalesef 35 yaşından sonra ise kemik yapımızı kaybetmeye başlarız.
Bazı insanlarda ise kıkırdak büyümesine bağlı olarak kulakları uzayabilir. Özellikle erkekler kulaklarında yaşlandıkça daha uzun, daha kaba ve daha belirgin hale geldiğini fark edebilirler.
Her şey o kadar adaletsiz görünüyor ki, yüzümüzün tüm temel bileşenleri ile bizi yaşlı göstermek için bize karşı komplo kuruyor.
Doğru zamanda doğru uygulamalarla yaşlanma sürecinin belirtileri azalatılarak yaşınızın en iyisi olabilirsiniz. Önemli olan cildin kalitesini koruyarak cildi yapılandırarak ilerlemektir.
Yaşlanmaya bağlı yüz bölgesinde meydana gelen değişimleri geciktirmek ve daha fazla bilgi edinmek için buradan iletişime geçebilir ve randevu alabilirsiniz.