Cilt içsel faktörler (kronolojik) ve dışsal (extrensek) faktörlerle yaşlanmaktadır. İçsel faktör genetik olmakla birlikte, dışsal faktörler arasında UV ışınları, sigara kullanımı, alkol tüketimi, kötü beslenme (paketli gıdalar, trans yağ ve rafine şeker içeren), yetersiz uyku (günde 7-8 saat uyku gereklidir), psikolojik ve fiziksel stres ile çevre kirliliği yer almaktadır. Kronolojik yaşlanma genetik programa bağlı olduğundan sonuçları bireysel farklılıklar gösterir.
Kronolojik yaşlanmayla ilgili en çok çalışılan hipotezlerden biri oksidatif bileşenlerin deride artmasıdır. Oksidatif bileşenlerin deride artması, cildimizin gerginliğinini sağlayan kolajen liflerinin, elastikiyetini sağlayan elastin liflerinin, cildin nemini sağlayan hyalüronik asitin yıkımı artırarak yapımını azaltır. Cildimizde gerginliği sağlayan kolajen liflerin zamanla azalması sarkmalara, elastikiyetini sağlayan elastik liflerin azalması ise kırışıklıklara neden olmaktadır. Hyalüronik asidin azalması ise cildi donuklaştırarak daha mat görünüme neden olur.
Yüz ve boyun bölgesindeki yaşa bağlı olarak görülebilen değişiklikler farklı şekilde değerlendirilir.
Yüz için yaş ile gelişen değişiklikler değerlendirme skalası aşağıda belirtilmiştir;
Tip I | • Minimal kırışıklık• Hafif renk tonu düzensizliği • 20-30 yaş arası hastalar |
Tip II | • Mimikler ile belirginleşen kırışıklıklar• Yanaklarda paralel gülümseme çizgileri • Yüzde kahverengi lekeler oluşmaya başlayabilir (güneş lekeleri)• 30 ila 40 yaş arası hastalar |
Tip III | • Statik kırışıklıklar (yüz hareket etmediğinde bile olan kırışıklıklar)• Yaşlılık lekeleri olarak adlandırılan kahverengi lekelerin büyümesi ve deriden kabarması• 50 ila 60 yaş arası hastalar |
Tip IV | Tüm yüz boyunca kırışıklıklar |
İdeal genç boyun ise cilt tonusunun iyi olduğu, belirgin çene hattının olduğu ve çene altında yağ dokusunun olmadığı boyundur.
Yüz ve Boyun Gençleştirme için Mezoterapiye Kaç Yaşında Başlanmalıdır?
Yüz ve boyun mezoterapisinde amaç cilt doku mimarisini oluşturan fibroblast hücrelerinin uyarılması ile kolajen elastin liflerinin ve hyalüronik asit üretiminin artırılarak, cildin neminin, parlaklığının ve sıkılığının artırılması hedeflenir.
Mezoterapi uygulamalarının 20’li yaşların başında başlanması önemlidir çünkü 20’li yaşlarda kolajen ve elastin liflerimizin her yıl %1,5’ini kaybederiz. 20’li yaşlarda sadece mezoterapi uygulanması cilt altını yapılandırmak için yeterlidir. Fakat 30’lu yaşların ortalarından sonra artık mezoterapi uygulamaları diğer cihaz işlemleri ile kombine edilmelidir.
Mezoterapi her yaş grubu için anti-aging uygulamaların her aşamasında önemlidir.
- Hafif elastikiyet ve parlaklık kaybı hafif-orta (Yüz için değerlendirme skalasındaki Tip I-II),
- Tip III-IV skalasına sahip bireylerde cihaz işlemleriyle kombine edilerek uygulanır,
- Her yaş döneminde mezoterapinin cilde iyileştirici etkinliği mevcuttur,
- Donuk, cansız, yorgun görünümlü ciltlerde,
- Nemsiz ciltlerde,
- Sigara içenler, yetersiz uyku, düzensiz beslenen bireyler ve hava kirliliğine maruz kalan ve güneş hasarlı cilde sahip olanlar,
- Hafif akneli kişiler.
Mezoterapide Kullanılan Ürünler Nelerdir?
Cilt gençleştirme amacıyla kullanılan çok sayıda mezoterapi ürünü vardır. Mezoterapi ürünlerinin bileşimlerinde farklılıklar olsa da, ürünlerin çoğu aynı genel içerik sınıfına sahiptir.
Mezoterapi ürünleri içerisinde esas olarak vitaminler, mineraller, aminoasitler, ko-enzimler, antioksidan ürünler, eser elementler, glutatyon ve hyalüronik asit bulunmaktadır. Mezoterapi ürünleri kişinin ciltteki sorunları, yaşı değerlendirilerek kişiye özel mezoterapi ürünleri karıştırılarak bir kokteyl üründe oluşturulabilmektedir.
Vitamin ve Türevlerinin Cilt Üzerinde Etkisi
Vitaminler, cilt yaşlanma süreciyle ilgili önemli işlevlere sahiptirler. Antioksidan fonksiyonları mevcuttur. Proteinli ürünlerin sentezinde önemlidir. Bu nedenle kolajen ve elastin liflerinin sentezi için önemli moleküllerdir.
C vitamini (askorbik asit)
Kolajen sentezi için gerekli olan önemli bir antioksidandır.
A vitamini (retinol)
Ciltteki hücre yenilenmesini artırır, lekelenmeye neden olan hücrelerin fonksiyonlarını düzenler ve aynı zamanda yağ bezi aktivitesini kontrol eden antioksidan etkileri olan bir başka önemli vitamindir.
E vitamini (tokoferol)
Yüksek düzeyde antioksidan aktivitesi olan diğer önemli bir bileşendir.
B vitamini türevleri
B vitaminleri temel olarak koenzimler olarak işlev gören birçok hücre fonksiyonunun kontrolünde rol oynarlar.
Antioksidan Takviyelerinin Kullanımı
Yüksek doz antioksidan takviyeleri bazı durumlarda zararlı olabilir. Örneğin, bazı çalışmaların sonuçları, yüksek doz beta-karoten takviyelerinin kullanımının, sigara içenlerde akciğer kanseri riskinin artmasına, yüksek doz E vitamini takviyelerinin kullanılmasının antikoagülan ilaçlar (“kan sulandırıcılar”) alan kişilerde kanama riskini artırmasına ve hemorajik inme (beyindeki kanamanın neden olduğu bir tür inme) ve prostat kanseri risklerinin artmasına neden olabileceğini göstermiştir.
K vitamini
Kan dolaşımın düzenlenmesinde önemli rol alır.
Amino asitler ve ilgili bileşikler
Bunlar esas olarak kolajenler olmak üzere derideki protein içeren bileşenlerin sentezi temel yapıtaşlarıdır.
Mineraller: Kalsiyum, fosfor hücre döngüsünün sağlanması için gereklidir. Magnezyum çok sayıda enzimatik reaksiyon (180’den fazla) için gerekli önemli bir mineraldir.
Hyaluronik asit (HA): Deride, hücreler arası aralığı destekler, su tutucu özelliğinden dolayı deriyi nemlendirir ve ayrıca hücrelerin normal fonksiyonlarını desteklemek için bir çatı oluşturur. HA hacminin 1000 katı kadar su bağlama kapasitesi vardır. Mezoterapi solüsyonları içerisindeki HA ürünleri cildin neminin kazandırılmasında önemlidir.
Mezoterapinin Uygulama Sıklığı Nasıl Olmalıdır?
Yüz ve dekolte bölgesindeki mezoterapi uygulamaları iki hafta aralıklarla toplam üç seans şeklinde planlanır. Sonrasında 2-3 ay aralıklarla uygulanan seanslarla devam tedavisi şeklinde düzenlenir.
Mezoterapi sonrası hastanın dikkat etmesi gereken durumlar:
Uygulama sonrası en az 8 saat boyunca yüz ve boyun bölgesini yıkamamaları, terlememeleri ve spor yapmamaları önerilmelidir. Hastalar ayrıca en az 72 saat güneşlenmemeli ve soyucu işlemlerden (ev tipi peelingler bile olsa) kaçınmaları gerekmektedir.
Sonuç Olarak:
- Cilt yaşlanmasını engelleyerek daha genç bir görünüme sahip olmak için artan talep ameliyat dışı kozmetik uygulamalara ilgiyi artırmıştır. Mezoterapi, cilt yaşlanmasında (intrensek ve extrensek yaşlanmada) tedavi olarak yaygın ve başarılı bir şekilde kullanılmaktadır.
- Mezoterapinin temel amacı, ciltte yaşlanma sürecini artıran, cildi donuklaştırarak daha mat daha cansız görünümüne neden olan, nemi azalarak kuru cilt ile sonuçlanan süreçlerinin başlıca nedeni olan cilt altındaki oksidasyonu azaltır. Cilt doku mimarisini oluşturan fibroblast hücrelerini uyararak bu hücrelerden kolajen ve elastin liflerini ve cildin nemini sağlayan hyalüronik asit üretimini artırır.
- Tedavi etkinliğinin olması için mezoterapiye 20’li yaşlarda başlanması, düzenli aralıklarda tedaviye devam edilmesi önemlidir. 30’lu yaşların ortalarından sonra cihaz işlemleri ile kombine edilebilir.
- Mezoterapinin “hızlı bir çözüm” olmadığı bilinmeli ve istenen etkiyi elde etmek için tedavilerin düzenli aralıklarla yapılması gerekliliği bilinmelidir. Mezoterapi uygulamaları kişinin cildine yaptığı bir yatırımdır ve bu şekilde cilt altı dokusu korunarak yaşlanma süreci yavaşlatılmaktadır.