Dolgu uygulamalarında en sık hyaluronik asitli dolgular kullanılmaktadır. Eğer dolgu aynı zamanda hem lifting ve volüm artıcı etkinlik hem de kollajen-elastin liflerinin sentezini uyarıyorsa bu dolgulara “akıllı dolgu” olarak tanımlanmaktadır. Akıllı dolguların kalıcılık süresi hyalüronik asit dolgularından daha uzundur. Bu dolguların kalıcılık süreleri 1-2 yıldır. Bu grup dolgular içerisinde polilaktik asit içeren, kalsiyum hidrokisapatit veya polikaprolakton içeren dolgular yer almakta.
Akıllı dolgular; alın, şakak, elmacık kemiği, yanak, çene ve jawline, deri çatlaklarına, akne skarları alanlarında uygulanmaktadır. Lifting etkisi (kaldırıcı etkisi) yüksek olduğundan şakaklar, elmacık kemikleri, orta yüz gibi bölgelerinde gayet güzel bir tercihtir.
Son yıllarda bu yüksek vizkoelastik ürünlerin serum fizyolojik ve lidokainle farklı oranlarda (1:1, 1:2…1:6 gibi) dilüsyonları hazırlanmakta. Dilüsyonel ürünler hedef dokuda daha yüzeysel uygulanabilmekte. Yüksek dilüsyonlarda hazırlanan ürün daha az etkinlikte volüm vermekte ancak uygulama alanında bu daha geniş bir yüzeye yayılmasını sağlayarak deri altı dokusunun yeniden yapılanmasını (kolajen, elastin süretimi artırır) sağlamakta ve fibroblastları uyarmaktadır. Fibroblastlar, cilt doku mimarisini yaratmada, düzenlemede ve onarmada kritik bir etkiye sahiptir. Fibroblast iplik yapan hücre anlamına gelir. Bağ doku ipliklerini şekillendirecek olan proteinler bu hücreler tarafından sentezlenir. Fibroblastlar kollajen liflerinin, elastin liflerinin ve hyalüronik asit üretiminden sorumludur. Kollajen proteini, dermisin en önemli aselüler (hücresel olmayan) proteinidir. Kollajen kütlece kuru deri ağırlığının %70’ini oluşturur. Tip I ve Tip III kollajenler dermal kolajen miktarının sırasıyla %80 ve %15’ini temsil ederken, elastin fiberler sadece %2’lik bir orana sahiptirler. Glikozaminoglukanlar (hyalüronik asit) ise dermisin üçüncü önemli bileşenleridir. Tüm bu bileşenler, fibroblast hücreleri tarafından sentezlenir. Kollajen ve elastin üretiminin artması dermal kalınlık artışına, elastikiyet artışına ve gerginliğinde artış yani cildin gençleşmesi anlamına gelmekte. Dilue uygulamalar 6 hafta ara ile 1-3 kez tekrarlanabilir (hastanın yeni kolajen-elastin-glikozaminoglikan oluşturabilme yeteneğine bağlı olarak seans sayısı belirlenir). Klinik ve estetik sonuçlar ancak 4 – 6 hafta sonra gözlenmektedir. Bu uygulamaya mineral aşı uygulamasıda denilmektedir.
Özetle akıllı (yarı kalıcı) dolgular; dilüsyon uygulanmadan yarı kalıcı dolgular dokuda volüm amaçlı kullanılırken, dilüsyonal yarı kalıcı dolgular (dilüsyonal orana bağlı olarak) uygulamaları özellikle dermiste yeni ve organize kollajenin üretimini teşvik eder. Bu özellikleri ile “dermal uyaran” olarak bilinmektedir. Fibroblastları uyararak ve aşamalı şekilde yüz hacmini tekrar oluşturarak yeni kollajen oluşumunu teşvik ettiği düşünülmektedir. Yeni kollajen ve elastin sentezi ile deride gerginlik, elastikiyetin düzelmesi ve yüzeysel kırışıklık ve sarkmaları azaltmaktadır.